-
1 прослойка
-
2 налёт
м1) akın; baskınвозду́шный налёт — hava akını
полице́йский налёт — polis baskını
налёт банди́тов на дере́вню — eşkıyanın köyü basması
2) ince tabakaналёт пы́ли — ince toz tabakası
у него́ налёт на языке́ — dili paslıdır
-
3 плёнка
ж1) ince tabakaплёнка льда́ — ince buz tabakası
засня́ть кого-что-л. на плёнку — кино filme almak
записа́ть что-л. на плёнку — teybe / banda almak
См. также в других словарях:
damar tabaka — is., anat. İnce kan damarlarından oluşan, göz küresinin içini döşeyen katman … Çağatay Osmanlı Sözlük
zar — 1. is., esk., Ar. izār dan Kadınların örtündükleri çarşaf, car (II) 2. is. 1) İnce perde veya örtü 2) anat. İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar veya organ bölümleri, çeper 3) bit. b. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lamel — is., Fr. lamelle 1) Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası 2) biy. Çok ince tabaka … Çağatay Osmanlı Sözlük
sır — 1. is., rrı, Ar. sirr 1) Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey 2) Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten. T.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
konak — 1. is., ğı, hlk. 1) Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası 2) Gözde oluşan ince tabaka 2. is., ğı 1) Büyük ve gösterişli ev İstirahat için İstanbul a gelmiş, bu konağı alıp yerleşmişti. Ö. Seyfettin 2) Vali, kaymakam gibi yüksek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatak — is., ğı 1) Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. R. H. Karay 2) Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte 3) Üzerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deri — 1. is. 1) İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. P. Safa 2) sf. Bu tabakadan yapılmış Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pestil — is. 1) İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi, bastık 2) sf. Çok yorgun, güçsüz 3) sf., argo Hasta 4) mdn. Tavan ile kömür damarı arasında yer alan ince, yumuşak killi tabaka Birleşik Sözler erik pestili Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağ — 1. is. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık 2. is. 1) İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü Balık ağı. Tenis ağı. 2) Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü 3) mec. Ulaşım ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
altın kaplama — sf. Altın suyuna batırılarak ince bir altın tabaka ile kaplanmış (metal) Başına, altın kaplama tokalı, püsküllü bir şapka giymiş. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
buğu — is. 1) Su buharı İçimde buz gibi bir buğu, gittikçe yayılarak beni ürperte ürperte öldürmeye çalışıyor. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Soğuk bir cisim üzerinde ince bir tabaka durumunda yoğunlaşmış sıvı Biz bile kendimizi en sadık bir aynada görmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük